Otuza günler kala son on yılımın bir albümünü hazırladım. 2003 - 2005 arası eksik. O döneme ait bir kaç fotoğraf eski bilgisayarımda mevcut. Onları da uygun bir vakitte alıp buraya eklemeyi planlıyorum.
Bu albümü hazırlarken çok eğlendim. Seçtiğim her bir fotoğraf için onlaraca fotoğrafa baktım. Hem nostaljik hem güzel oldu. Sevdiğim herkes ile bir resmimizi eklemek isterdim ama bu mümkün olmadı. Çoğu insanla tek bir kare bile bir fotoğrafımız yok. Varsa bile bende yok.
Lafı çok uzatmadan albümü buraya ekliyorum, iyi seyirler ve iyi eğlenceler. Hepiniz iyi ki varsınız.
Fotoğrafları için tıklayın
Ir77's
Az az ve lüzümsuz yazılar
Pazartesi, Mayıs 13, 2013
Salı, Şubat 26, 2013
Otuz'a çeyrek kala
Yaklaşık üç ay
sonra otuzuma basıyorum. Bir şey değişmeyecek biliyorum. Hayat sürekli; gün döndü diye dünya değişmez. Yine de
merak ediyorum tabi.
Geriye dönüp son
on yıla bakmak için de iyi bir zaman. Nerede başladım, şimdi neredeyim? Önemli sorular bunlar. Arada ne olup
bittiği çok da fark etmez aslında. Olduğum yerden memnunum. Daha iyi olabilirdi
ve hala daha iyi olabilir. Böyle düşünmem iyi bir şey olsa gerek. Hayattaki
hedefim işte o daha iyi yerlere gelebilmek olmalı.
On yıl uzun
zaman. Geriye dönüp şu oldu bu bitti diye düşünmeye kalksam bir ton vakit
geçer. Kısa özeti iyi şeyler oldu, kötü şeyler de. Daha önemlisi on yıl uzun
zaman.
Bir kaç tane ders
çıkarttım ama kendime. Birincisi hayat benim hayatım. İstediğim gibi
şekillendirmek elimde. Kendimi memnun etmekten başka bir amacım olmasına da
gerek yok. Dediğim gibi hayat benim. Giden vakit de benim, cefası da sefası da.
Bunu geçen on sene de öğrendim mesela. Daha önce başkalarını da memnun etmek
gerektiğini zannediyordum. O kadar da mühim değilmiş.
Öğrendiğim başka
bir şey de insanlar gelip gidiyorlar. Bazıları gelip gitmiyorlar. İşte o kalıcı
olanlar en çok sevdiklerim. Gelip gidenleri de seviyorum aslında. Hepsinden bir
iki bir şeyler öğrenmişimdir. O kadarmış demek ki birlikte geçireceğimiz zaman.
Bazılar da tümden gidiyor. Bu da yeni bana. On yıl önce hiç olmamıştı. Birlikte
olamamanın geri dönüşü yokmuş.
Dünya küçük onu
da yeni öğrendim. Senelerce aynı şehirde yaşadığımdan yeni öğrenmiş olmam
doğal. Her yer göründüğünden daha yakın, her şey daha erişilebilir. En uzak
bile uzak değil. Mesafelerin de engellerin de en büyükleri hep kafamın içinde.
Onları aşınca her şey daha kolay. Bunun üzerinde hala çalışıyorum. Kırklı
yaşlara inşallah.
Son olarak da her
şeyin değiştiği gerçeği var. İnsanlar mesela en çok onlar değişiyorlar. Kimisi
daha makul daha anlayışlı oluyor, kimisi daha zor daha çekilmez oluyor. Her ne
olurlarsa olsunlar onlara da saygı duyuyorum. Sonuçta hepimizin bu dünyada var olmaya
eşit miktarda hakkı var.
Daha çok da
yazarım ama vakit geç, uykum geldi. Başka bir zamana tamamlarım artık. Daha
uzun yıllarım var nasıl olsa.
Sevgilerimle.
Çarşamba, Mayıs 23, 2012
29
Bir yaşıma daha girdim. Yirmilerin sonundayım artık. Değişen bir şey yok. Varsa bile fark edemiyorum. Hayat hızlı akıyor. Durup düşünecek, detaylara bakacak vakit pek olmuyor. Hep bir sonraki şeyi kurmaktan anı yaşamaya da fırsat kalmıyor.
Bunu bir zayıflık olarak görmüyorum aslında. Düzeltilebilir bir şey olduğuna inanıyorum. Belki biraz daha sakin, daha sindire sindire yaşarsam her şey biraz daha yavaşlar.
Bu sene ne yapmak istediğimi tam olarak bilmiyorum. Önceki senelerde de bu böyleydi aslında. Belki de biraz netlik kendim için dileyebileceğim en güzel dilek olur.
Günün sonunda hatırlanmak, sevildiğini bilmek gerçekten güzel bir duygu. Hatırlayan herkese sonsuz teşekkürler. Hepinizi çok seviyorum.
Sevgilerimle! Görüşmek üzere!
Pazartesi, Nisan 23, 2012
Cumartesi, Nisan 14, 2012
2012'in en iyisi
2012'in en iyi işini yapıyormuşum da haberim yokmuş :)
Best and Worst Jobs of 2012
Best and Worst Jobs of 2012
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)